Tatili Şehire Getirmek

Tüm yaz tatili anlayışımızın 8 saat güneşte yatıp, denize girmek olmasından dolayı ayağımız kuma, sırtımız şezlonga değmeden yaz tatili yapıyoruz diyemiyoruz. Kış tatili kültürümüz zaten hiç olmadığından üç aylık tatilin üç ayını da yazsahildenizgüneşkumyazyazyayazzz şeklinde geçirmeye bayılıyoruz. Bronzlaşmayı benim için acı verici ve imkansız olduğundan sevmem, denize girmek hoşuma gitmez; sevdiğim tek tatil yeni yerler görmeli, yeni kültürler tanımalı tatiller. O da olmayınca şu anki gibi şehirde tıkılıp kalıyorum ama bu tatil yapıp dinlenemeyeceğim-anlamına gelmiyor. İşte tatili şehirde geçirenler için alternatifler...

Şehri keşfe çıkın.
Kaotik güzelliğin ta kendisi olan, sürekli kavga ettiğin ama çok sevdiğin uzun süredir birlikte olduğun sevgili gibi olan ve karmaşanın sevilebilir tek formu olan İstanbul'un her sokağı keşkeler ve iyikilerle, sürprizlerle dolu. (Hehehe nasıl giriş amaaa) Galata'da ki her sokağın sonunda  birden karşına çıkan tanıdık kuleden Karaköy'de ki şirin coffee shoplar ve sokak sanatına, Beyoğlu'nun galeri ve vintage shoplarından Kadıköy'ün antikacılarına kadar her adım keşfedilecek yerler ile dolu. Baltalimanı Japon Bahçesi, Ihlamur Kasrı, Adalar... her sokak arası keşfedilecek yerler ile dolu.


Yeni bir dil öğrenin.
Pokemon yakalamak yerine telefonunuza yararlı uygulamalar indirerek veya bilgisayarınızı kullanarak dil öğrenebilirsiniz. Dualingo ve Mindsnacks gibi uygulamalar sürekli el altında olduğundan yeni başlayanlar için güzel bir seçenek.


Okuyun.



Benim için dinlenmek=okumak. Saatlerce başka hiçbir şey düşünmeden kitap okuyunca dinlendiğimi anlayabiliyorum. Roman, çizgi roman, şiir, deneme, oyun ne bulursanız okuyun. Hatta listeler yapmaya çalışın. Ben küçükken yaz tatillerinde sürekli okuma listeleri yaptığımı hatırlıyorum ve çok eğleniyordum. GoodReads gibi sitelerde birçok okuma listesi bulabilirsiniz.

İzleyin.


Sinema kültürümün geniş olmasını, 'ay bu film aynı 1987 yapımı şu Fransız filmine benziyo' gibi cümleler kurmayı her ne kadar çok istesem de olmayınca olmuyor. Filmler yetmiyor, sezon sezon dizi lazım. Blogu takip edenler yabancı dizi manyağı olduğumu bilir, günde 3 sezon bitirdiğimi bilirim. E durum bu kadar vahim olunca Zehra insanı bulduğu her diziyi anında sezon sezon tüketebilir. İşte son kurbanlarından bazıları;
-Stranger Things: Winona Ryder başrollü Netflix bilim-kurgu dizisi. 8 bölümlük ilk sezonunu iki günde bitirmiş bulunmaktayım. imdb puanı 9.2 olan diziyi biraz balon bulsam da dizi kuraklığı yaşadığım yaz aylarında iyi geldi. Stephen King kokulu, bilmiş veletlerle dolu retro havası olan bir dizi.
-You're The Worst: Diziyi izlerken sık sık New Girl'ü hatırlıyorsunuz. Bir solukta bitirdim ben 2 sezonu. Dizide kusursuz ilişkiler değil sorunlu ilişkiler görüyoruz. İzlerken 'heh işte tam da benim yapabileceğim bi şerefsizlik bu' , 'aha aynı ben' diye düşünüp duruyorsunuz.
-Mozart In The Jungle: Bir solukta bitirdiğim bir diğer dizi ise başrolünde tanrı Gael Garcia Barnel'ın ve Lola Kirke'nin(+anaa Girls'de ki Jessa'ya ne kadar çok benziyo -kardeşi çünkü salak +heee) oynadığı Mozart in the Jungle güzel müzik, akıcı hikaye, güzel mekan, Rodrigo'nun Hailaiiiii diye ortada gezinişi filan derken iki sezon izlenip bitiyor. ps: Anna Maria sana aşığım.

Wreck this Journal alın.



Bu +5 yaş bir öneri olsa mandala boyama kitaplarından daha iyi olduğu kesin. Onlarla stres atabilen var mı cidden ya? O kadar küçükler ki ben boyarken kanser olacakmış gibi hissediyorum. Wreck this Journal öyle mi? Vur, kır, parçala, dans, renk, neşe, eğlence!


Ders çalışın.



Öğrenciler yukarıdakilerin hepsini unutun ve ders çalışmaya başlayın! Ülkenin durumu ortada, buradan sonrası Survivor. Siz notları yüksek tutmaya bakın bence. 'Yöööaağğğ ama canım istemiyoooğğ' o zaman git kasiyer ol ne diyeyim?

Araştırın.
Bir konu seçin -yeni bir kültür, bir spor dalı, felsefe, sanat tarihi, psikoloji, sinema, bir sanat dalı vs.- ve o konuda araştırma yapın. Not defteri, dosya filan tutun ciddi ciddi. Rastgele bir konuşmanın ortasında cool cool anlatmaya başlarsınız. Hem Game of Thrones sezon finalini konuş konuş nereye kadar.

Mektup arkadaşı bulun.



İnternet mektup arkadaşı bulabileceğiniz sitelerle dolu. Hem çok eğlenceli, hem de somut bir şey çok daha değerli. Tumblr'da da penpal bulabileceğiniz bir sürü blog var.

Postcrossing'e üye olun.



Postcrossing, Dünya'nın her yerine  kartpostal yollayıp, her yerinden kartpostal alabileceğiniz bir site. Kaydolunca sana bir adres veriyorlar, o adrese kartpostal yolluyorsun. İlk kartpostalın yerine ulaşır ulaşmaz sana da kartpostallar gelmeye başlıyor. Kartpostal bulmak biraz zor olsa da Taksim'de ki pasajlarda ilginç kartpostallar bulabilirsiniz. Hem yeni kişilerle tanışır, hem de kartpostal ve pul koleksiyonu yapmaya başlayabilirsiniz

Liste yapın.



Liste yapmaya bayılan bir insan olarak her bokun listesini yaparım. Film listesi, kitap listesi, 20 yaşından önce yapılacak 20 şey listesi, bucket list, hafta sonu yapılacaklar listesi... Bu listelerin tamamı çöpe gider sonra çünkü hiçbirini tamamlayamam ya da başlamam bile. Yukarıya da izlediğim için şanslı hissettiğim, bana ilham veren bazı filmlerin listesini koyuyorum.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.