Film Önerisi // Short Term 12
Haftalar önce izlediğim ama yazmaya üşendiğim bir filmin önerisi ile karşınızdayım. 2013 yapımı Amerikan bağımsızı, başrollerinde Room'dan tanıdığımız Brie Larson ve John Gallagher Jr.'ın olduğu ve Mr. Robot'tan hassssstası olduğumuz Rami Malek'in ara sıra gözüktüğü, bir sürü yetenekli çocuğun oynadığı bir film Short Term 12.
Film kısaca aileleri tarafından istismara uğramış, sorunlu ve zorlu çocukluklar geçiren çocukların kaldığı bir bakım evini; orada kalan çocukların ve ana katakterimiz Grace'in yaşadığı travmaları anlatıyor.
Çok doğal ve konusunun aksine umut veren bir hava ile ilerleyen bir film. Travmatik bir hikaye ama gereksiz acıtasyonlara başvurulmadan anlatılıyor.
Filmi izlememenize rağmen buradan sonrasını okumak sizi Game of Thrones'a yeni başlayıp Ned Stark tahta oturacak hayalleri kurarken daha ilk sezonun yarısına gelmeden arkadaşınızdan Ned Stark'ın ölüceği spoilerını almış gibi hissettirebilir.
Ana karakterimiz Grace klinikteki danışmanlardan biri. Çocuklarla çok iyi anlaşıyor ve empati kurabiliyor çünkü o da geçmişinde babasından istismar görmüş. Birlikte yaşadığı ve klinikteki bir diğer danışman olan erkek arkadaşından hamile kalınca travmalar başlıyor çünkü daha önce babası tarafından tecavüze uğrayıp hamile kalmış.
Kliniğe giren Jaden ile aralarında bir bağ oluşuyor ve Jaden'ın yazdığı en az filmin kendisi kadar güzel olan Ahtapot ve Köpek Balığı hikayesini dinledikten sonra Jaden'ın da babası tarafından istismara uğradığını fark ediyor.
Bir de Grace'in dünyalar tatlısı, Grace'in aklında büyüyen düşünceleri saçlarına çiçekler çizerek metaforize etmeye çalışan erkek arkadaşı Mason var ki her eve lazım. Ne olursa olsun günün sonunda Grace'e battaniyeyi açıyor ve her şey geçiyor.
Filmde beni ciddi anlamda etkileyen iki sahne oldu; Marcus'un annesine yazdığı şarkı ve Jaden'ın Ahtapot ve Köpek Balığı hikayesi. İnsanın boğazına takılıyor, midesine yumruk gibi oturuyor bu iki sahne.
Filmden bir alıntı ile yazıyı noktalıyorum.
"It's impossible to worry about anything else when there's blood coming out of you."
Film kısaca aileleri tarafından istismara uğramış, sorunlu ve zorlu çocukluklar geçiren çocukların kaldığı bir bakım evini; orada kalan çocukların ve ana katakterimiz Grace'in yaşadığı travmaları anlatıyor.
Çok doğal ve konusunun aksine umut veren bir hava ile ilerleyen bir film. Travmatik bir hikaye ama gereksiz acıtasyonlara başvurulmadan anlatılıyor.
Filmi izlememenize rağmen buradan sonrasını okumak sizi Game of Thrones'a yeni başlayıp Ned Stark tahta oturacak hayalleri kurarken daha ilk sezonun yarısına gelmeden arkadaşınızdan Ned Stark'ın ölüceği spoilerını almış gibi hissettirebilir.
Ana karakterimiz Grace klinikteki danışmanlardan biri. Çocuklarla çok iyi anlaşıyor ve empati kurabiliyor çünkü o da geçmişinde babasından istismar görmüş. Birlikte yaşadığı ve klinikteki bir diğer danışman olan erkek arkadaşından hamile kalınca travmalar başlıyor çünkü daha önce babası tarafından tecavüze uğrayıp hamile kalmış.
Kliniğe giren Jaden ile aralarında bir bağ oluşuyor ve Jaden'ın yazdığı en az filmin kendisi kadar güzel olan Ahtapot ve Köpek Balığı hikayesini dinledikten sonra Jaden'ın da babası tarafından istismara uğradığını fark ediyor.
Bir de Grace'in dünyalar tatlısı, Grace'in aklında büyüyen düşünceleri saçlarına çiçekler çizerek metaforize etmeye çalışan erkek arkadaşı Mason var ki her eve lazım. Ne olursa olsun günün sonunda Grace'e battaniyeyi açıyor ve her şey geçiyor.
Filmde beni ciddi anlamda etkileyen iki sahne oldu; Marcus'un annesine yazdığı şarkı ve Jaden'ın Ahtapot ve Köpek Balığı hikayesi. İnsanın boğazına takılıyor, midesine yumruk gibi oturuyor bu iki sahne.
Filmden bir alıntı ile yazıyı noktalıyorum.
"It's impossible to worry about anything else when there's blood coming out of you."
Hiç yorum yok: